“Yeni bir dil öğren, yeni bir ruh edin.” -Çek Atasözü

 

Günümüz global dünyasında, farklı ülkeleri gezmek ve hatta yabancı bir ülkede yaşamak hiç olmadığı kadar kolay (Pandemi döneminden bağımsız düşünün). Bu yüzden yabancı bir dil öğrenmek, bir artıdan çok bir gereklilik. Belki öğrenmeye ömrümüzün yetmeyeceği kadar çok dil var ama en azından ana dilimizin dışında bir ya da iki dil bilmemiz bizi hem iş hem de eğitim hayatımızda daha farklı bir konuma getirebiliyor. Hal böyle olunca, etrafta sayısız dil kursu, sayısız mobil uygulama ve sayısız kaynak olması bir tesadüf değil.

Peki yabancı bir dil öğrenmek çok zor mu?
Çok mu para harcamamız gerek? Yabancı dil öğrenmenin ücretsiz yolları var mı?
İlla ki yurtdışında mı yaşamalıyız?

Aslında her konuda olduğu gibi, yabancı bir dil öğrenirken de endişelerinizin üzerinde çok fazla vakit kaybetmeden harekete geçmek ve çalışmaya başlamak, başarının sırrı. Ama ben bugün yabancı dil öğrenmek ya da geliştirmek için benim denediğim ya da araştırdığım yöntemleri, özellikle de işe yarayanları ve ücretsiz kaynakları sizinle paylaşacağım. Umarım faydalı olur.

Eklemek ve sormak istediklerinizi postun altına yorum olarak yazabilirsiniz.


Başlayın!

Öncelikle kendinizi eleştirmeyi bırakın. “Bu yaştan sonra yabancı dil öğrenilmez.” veya “Yabancı dile yeteneğim yok.” gibi cümleler kurmak motivasyonunuzu düşüreceği için öğrenmenizi de engelleyecektir. Siz istekli olduktan sonra yeni bir yabancı dil öğrenmemeniz için hiçbir sebebiniz yok. İlk önce bunu öğrenin.

Tutkuyla öğrenin!

Öğreneceğiniz dile karşı tutkunuz olsun. O dili zorunluluktan öğrenmeniz gerekse bile, yeni bir dil öğrenmenin en iyi yolu, kültürünü öğrenmektir. Öğreneceğiniz dil neyse, o dilin konuşulduğu ülkelerin kültürlerini araştırın, ilginizi çekecek bir şey bulursanız, öğrenme süreciniz daha keyifli geçecektir.

Yabancı dizi izleyin!

Kültür demişken, dilini bile bilmediğim bir ülkenin kültürünü nasıl öğrenebilirim diyorsanız, onun için de önerim var. Hangi dili öğrenmek istiyorsanız orijinal olarak o dilde çekilmiş dizileri ve filmleri -başlarda altyazı ile, sonraları altyazısız- izleyin. Özellikle dizi izlemenizi tavsiye ederim, çünkü hem sürekliliği var, hem de günlük hayattan daha fazla kesit bulabilirsiniz. Böylece yedikleri yemeklerden kullandıkları deyimlere, kültürü hakkında fikir sahibi olursunuz.

Yabancı dil eğitimi aldığım özel bir hoca bana, izlediğim dizilerde kendimi bir oyuncunun yerine koymam ve onun söylediği tüm replikleri tekrar etmem gerektiğini, bunun sayesinde sadece beynin değil yüz kaslarının da öğrendiğini söylemişti.

Ben Boğaziçi Üniversitesi’nin İngilizce Yeterlilik Sınavı’nı geçmeyi Amerikan dizileri izlemeye borçluyum. Çünkü izlediğim dizilerde, hem kelimelerin nasıl telaffuz edildiğini, hem -İngilizce altyazılar sayesinde- nasıl yazıldığını öğrendim. Aynı zamanda bu süreçte Amerikan kültürünü de tanıdım ve emin olun dizi izlemek, masa başında oturup ders çalışmaktan daha eğlenceli 🙂

Planlayın ve araştırın!

Öğrenme sürecinize başlamadan önce, öğrenme planınızı yapmayı deneyin. Öğreneceğiniz dil için en uygun öğrenme metodunu ve sizin için en uygun yöntemleri araştırın. Araştırmanızı yaptıktan sonra öğrenme sürecinizin nasıl ilerleyeceğini planlayın ve planınıza sadık kalın.

90 gün planını uygulayın!

Bu yazıyı hazırlarken yaptığım araştırmada Maneesh Sethi’nin 90 günlük dil öğrenme planına rastladım. Yazının linkini aşağıya bırakıyorum ama kısaca özetlemek gerekirse önerilen şey şu:

Eğer yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız, bunun en iyi yolu en az 90 günlüğüne o dilin konuşulduğu bir ülkede yaşamak ve ilk ay boyunca size yardımcı olacak özel bir hoca tutmak. Diğer iki ay boyunca, öğretmensiz, kendi başınıza o ülkede yaşamaya çalışmak.Bu kısa sürede yabancı bir dil öğrenmek için ideal yol olarak görülüyor, ama herkesin karşılayabileceği bir yöntem değil tabii ki.

http://lifehacker.com/5923910/how-i-learned-a-language-in-90-days

En çok kullanılan kelimeleri ve cümleleri öğrenin!

Her dilde günlük konuşma temelde 300-500 kelime ile sağlanıyor. Tabii ki konuştuğunuz konuya ve mesleğinizdeki terimlere göre bu sayı değişebiliyor. Ama bu 300-500 kelimeyi ve o kelimelerden oluşan cümle kalıplarını öğrendiğinizde işiniz oldukça kolaylaşıyor. Aşağıda linkini bulabileceğiniz websitesine bir göz atmanızı öneririm. Birçok farklı dilden temel kelimeleri ve cümle kalıplarını, hatta gramer kurallarını ücretsiz olarak öğrenebilirsiniz.

http://ielanguages.com/

Hedef belirleyin!

“Fransızca öğrenmek istiyorum.” ya da “Anadilim gibi İngilizce konuşmak istiyorum.” nihai hedefiniz olabilir ama başlangıçta bu hedef size çok uzak gözükebilir. Bu yüzden kendinize daha küçük, daha yapılası hedefler koymaya çalışın. Ve her hedefiniz için de belirli bir süre belirleyin. Mesela “bu hafta şu kadar yeni kelime öğreneceğim” ya da “bu ay gramerde şunları kavramış olacağım gibi” adımlar atmaktan bahsediyorum. Hedeflerinizi gerçekleştirip gelişme kaydettiğinizi görünce emin olun siz de öğrenme sürecinizde kendinizi daha motive olmuş hissedeceksiniz.

Dinleyin!

Yabancı dil öğrenmenin en önemli adımlarından biri de doğru telaffuz edebilmek. Tabii ki, anadiliniz olmayan bir dili, anadiliniz gibi konuşmak zorunda değilsiniz. Ama söylediklerinizin anlaşılır olması için de doğru telaffuz etmelisiniz. Bu yüzden, bu dile ne kadar çok maruz kalırsanız o kadar iyi, zaten yukarıdaki dizi örneğinde de bahsetmiştim. Öğrenmek istediğiniz dilde videolar, televizyon programları, diziler, filmler, TED konuşmaları izleyin/dinleyin. İzlemeseniz, dinlemeseniz bile arka fonda hep o dilde bir ses olsun.

Bir diğer yöntem de şarkı dinlemek. Spotify ya da iTunes hesabınızda öğrenmek istediğiniz yabancı dildeki şarkılardan bir playlist oluşturun ve şarkı sözlerine bakarak şarkıyı söylemeye çalışın. Hatta sesiniz güzelse karaoke yapın! 🙂

Özel ders alın!

Öğrenmek istediğiniz yabancı dil neyse, onu anadili olarak konuşan birinden öğrenmek en güzeli. Yukarıda bahsettiğim 90 günlük planda da bunu öneriyordu zaten. O ülkeden bir arkadaşınız varsa ondan rica edebilir ya da profesyonel bir yardım alabilirsiniz. Özellikle son zamanlarda online özel ders oldukça yaygınlaştı ve uygun fiyatlara, evinizde istediğiniz dili öğrenmenize imkan sağlıyor.

Aşağıda linki bulunan iTalki, istediğiniz yabancı dilde profesyonel öğretmenlerden saatlik özel ders almanızı sağlayacak bir platform. Ücretsiz değil tabii ki ama farklı fiyat seçenekleri olduğu için bütçenize uygun bir öğretmen bulabilirsiniz.

https://www.italki.com

Özellikle İngilizce öğrenmek isteyenlere ise tabii ki Cambly’yi öneririm. Youtuber’lar tarafından çok reklamı yapıldığı için başta önyargılıydım ama reklamı yapıldığı kadar varmış gerçekten. İngilizce anlama, okuma, dinleme, yazma gibi şeylerde çok çok daha iyi olsam da akıcı konuşmakta bazen sorun yaşıyorum, o yüzden Cambly üyeliği aldım ve 2 aydır çok memnun bir şekilde kullanıyorum. Mutlaka size de öneririm.

Mobil uygulama indirin!

Eğer kendi kendine öğrenebilir bir yapınız varsa, iş gerçekten bir uygulamaya bakar. Biliyorum yabancı dil öğrenme konusunda çok fazla mobil uygulama var ve ben çok çoğunu denememişimdir bile. Son zamanlarda ücretsiz versiyonunda reklamları çok artmış olsa da, Duolingo uygulamasına karşı bir gönül bağım var.

Hemen telefonunuza indirin ve istediğiniz dili kolaylıkla öğrenin. Şimdi ben böyle söyleyince uygulamadan mucize beklemeyin, sizin her gün düzenli olarak girip alıştırmaları yapmanız gerek. Ama kesinlikle çok zevkli, kolay kullanımlı ve ücretsiz (reklamlı, ama ücretli versiyonu da var) bir uygulama. Ve gün içinde gönderdiği bildirimlerle size vicdan azabı gibi yabancı dil çalışmanızı hatırlatıyor. Belki diğer uygulamaların içinde daha iyisi vardır ama sanırım benim bildiğim en iyisi bu.

Kalıpları öğrenin!

Yine kendimden bir örnek vereceğim. İtalyanca öğrenirken İngilizce’deki “the”nın yerine her kelime için farklı ekler (il, la, lo, l’, i, gli, le gibi) kullanıldığını öğrendim. Bu yüzden kelimeleri başındaki ekleri ile öğrenmeye çalıştım. Bu tür dillerin öğrenilmesinde bu yöntem oldukça işe yarıyor. Aslında bu yöntemi hemen hemen her dil için kullanabilirsiniz. Bir kelimeyi, cümle içindeki kullanımı ile birlikte öğrenmeyi deneyin.

Ayrıca o dilde yer alan belli başlı kalıplaşmış sözleri ve deyimleri de öğrenebilirsiniz. Böylece o dilde daha yetkin gözükürsünüz.


Eşsesli kelimelere bakın!

Her dil birbirinden etkilendiği için ortak kelimeler içerir. Özellikle de yakın coğrafyaların dillerinde bu daha fazladır. Öğrenmek istediğiniz yabancı dildeki kelimelerin bazılarını zaten çok iyi biliyor ve kullanıyor olabilirsiniz. Ya da bildiğiniz kelimelerin bazılarının kökeni öğrenmekte olduğunuz dilin kökeninden geliyor olabilir. Mesela İngilizceyi çok iyi biliyorsanız Fransızca’yı öğrenmeniz çok kolay, çünkü 15.000 kelime ortak kullanılıyor ya da birbirinden türetilmişler.

Defter taşıyın!

Yeni bir dil öğrenmek istiyorsanız kağıdı kalemi elinize almalısınız. Yeni bir kelime öğrendiğinizde hemen not almak için yanınızda bir defter ve kalem mutlaka taşıyın. Yeni nesil her şeyi telefonuna kaydetmeyi alışkanlık haline getirse de, ben bu konuda ısrarla geri kafalıyım. Ve bunun çok faydasını görüyorum. Bir kere yazmak, defalarca okumaya bedel olduğu için, özellikle yeni öğrendiğiniz şeylerin kalıcı olmasını sağlar.

Sözlük kullanın!

Özellikle dil öğrenme sürecinin başındaysanız sözlüğe bakmayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Bilmediğiniz bir kelime gördüğünüzde hemen sözlüğe bakıp anlamıyla beraber yanınızda taşıdığınız deftere kaydedin. Benim en çok kullandığım, belki de en faydasını gördüğüm yöntemlerden biri. Eğer anlamını cümlenin gidişatından çıkaramıyorsam, hemen o kelimenin anlamına bakıp not alırım.

İngilizce-Türkçe sözlük olarak bence en iyisi Tureng. Kesinlikle çok kaliteli bir sözlük sitesi. Aynı zamanda Almanca, Fransızca ve İspanyolca dillerinde de sözlük hizmeti veriyor.

http://tureng.com/

Cümle içinde kullanın!

Bu yöntem yabancı dilde olsun olmasın, yeni bir kelime öğrenmenin en temel yöntemlerinden biri. İlkokul yıllarınızı hatırlayın, Türkçe derslerinde yeni kelime öğrendiğimizde cümle içinde kullanmıyor muyduk? Aynı şey yabancı dil öğrenirken de geçerli. Yeni bir kelime öğrendiğinizde, o kelimeyi beyninizin anlamlandırabilmesi için cümle içinde kullanın. O dili sizinle beraber konuşacak kimse yoksa, tweet atın, defterinize yazın, kendi kendinize söyleyin ama cümle içinde kullanın!

Esperanto dilini öğrenin!

Bilmeyenler için kısa bir ön bilgi vereyim: Esperanto, dünyada en çok konuşulan yapay dildir. Yapay diyorum çünkü hiçbir milletin dili değil, tüm dünyadaki insanların birbirleriyle iletişim kurmasını amaçlamak için yaratılmıştır. Özellikle kendinizi dünya vatandaşı olarak görüyorsanız bu dili öğrenmek sizin için biçilmiş kaftan olabilir.

Ayrıca Esperanto her yabancı dile aynı uzaklıkta bir dil. Yani anadiliniz ne olursa olsun Esperanto dilini öğrenme süreciniz herkesle aynı. Bu da adil bir iletişime olanak sağlıyor. Ayrıca Esperanto dilini öğrendikten sonra diğer yabancı dilleri öğrenmenin daha kolay olduğu söyleniyor. Türkiye’de çok fazla olmasa da dünyada oldukça bilinen bir dil.

Eğer bileniniz varsa yorum olarak yazabilir mi? 🙂

Sabırlı olun!

Roma bir günde kurulmadıysa, İtalyanca da bir günde öğrenilmez. Ya da öğrenmek istediğiniz dil hangisiyse… Dil, yüzyıllar süren bir kültür ürünü olduğu için bir günde ya da bir haftada öğrenmeniz imkansız olurdu. O yüzden sabırlı olmak gerek. Kendinizi aptal gibi hissetmenize gerek yok.

http://www.languagetesting.com/how-long-does-it-take

Yukarıdaki linkte yabancı bir dili hangi seviyede öğrenmek için ne kadar çalışmanız gerektiği tablolarla anlatılmış. Tabii her dilin farklı bir dinamiği olduğu için bu süre dilden dile değişebiliyor.

Tutarlı olun!

Yabancı dil maalesef ki, kullanılmadığı takdirde çabuk unutulan bir şey. Ama aynı şekilde hatırlaması da bir o kadar kolay. Her gün düzenli olarak çalışmak ise bu konuda yapabileceğiniz en iyi şey. Kendi seviyenize ve öğrenme ihtiyacınıza göre her gün 1 saat, yarım saat, hatta belki de 10 dakika çalıştığınız takdirde, unutmaya fırsat vermemiş oluyorsunuz.